Anlaşılan o ki Türkiye'de birçok kesim hikmeti neredeyse kaybetmiş durumda. Basiret ve ferasat de hikmete bağlı olarak hak getire!
Zaman, özellikle ve çoğunlukla kendi mahallesi olarak gördüğü kesimler tarafından eleştirildiği hemen hemen her konuda Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ı haklı çıkarmasına rağmen hâlâ bile hakkının teslim edilmediğini bize gösteriyor.
Her defasında haklı çıkan bir lidere "vay be! ben neymişim?! demediği için, kibre kapılmadığı için dua etmesi gereken insanların, sürekli haksız çıkmalarına rağmen her şeyi biliyormuş gibi davranmaya devam etmeleri ibretâmiz bir hâlde beni çok şaşırtıyor!
Bizim gibi avamdan insanların bir konuda haklı çıktıktan sonraki tavırlarını bir düşünsenize?
O tavırlar. O afralar, tafralar... Aman Allah'ım!
Eminim ki sizin çevrenizde de böyle tipler çoktur.
Hele ki bu tipler kendi ölçeklerinde bir grup, topluluk yöneticisi olmaya görsün. Dahası, hasbelkader bir kararda da isabet etmeye dursun. Malum. O artık nirvanaya ulaşmıştır!
Özellikle ilçe başkanlığı göreviyle siyaseti içerden tanıma fırsatı da edindikten sonra çoğu zaman kendime soruyorum:
Recep Tayyip Erdoğan olmak nasıl bir şey? diye.
Öyle yönetici kimliğinden de falan bahsetmiyorum. Sakın yanlış anlamayın. Bir insan olarak düşünüyor, anlamaya çalışıyorum.
Çeyrek asırdır liderlik yapacaksınız. Her yarışta birinci ve birçok konuda zaman sizi haklı/galip taraf olarak çıkaracak.
Sabahları aynaya baktığınızda kendinizi ne olarak görürdünüz acaba?!
Hiç mi o kahrolası nefsiniz size baskın çıkmaz veya şeytan sizinle uğraşmazdı?!
El-İnsaf. Vallahi kolay bir imtihan değil.
Kendisi de bir insan en nihayetinde. Ailesi, eşi ve çocukları olan... Kimi zaman hastalanan ve kimi zaman yorulan, gülen, ağlayan, hataları da olan ama bunların çok ötesinde muhteşem bir siyasi dehaya sahip Recep Tayyip Erdoğan.
Onun başına gelenler koca koca imparatorların, imparatorlukların başına gelse hiçbiri üç gün ayakta kalmayacak iken; bütün bunların üstesinden gelen bir lider hâlâ "Allah'ın huzurdan başka kimsenin önünde eğilmeyin!" tevhidi çağrısında bulunuyorsa eğer, bu ülkede Allah'ın huzurundan başka kimsenin önünde eğilmeyecek olan Müslümanların buna hürmeten dâhi olsa kendisine dua etmeli ve destek vermesi gerekmez mi?
Ne demişti Yusuf (as): "Ben kendi nefsimi temize çıkaracak değilim." Yusuf Suresi/53
Kendi ailemizi koruma iç güdüsüyle hareket ederken bile dengeleri gözetip, ailemizin her bir ferdine farklı yaklaşımlar sergileyen bizler; sözkonusu farklı kişiler olduğunda, çok rahat davranabiliyoruz. Hele ki yöneticiler babında ipleri çok kolay bir şekilde koparabiliyoruz.
Reellikten kopuk aşırı duygusallık ile bezenmiş samimiyet göstergeleri maalesef kimsenin faydasına olmuyor. Bugüne kadar olmadı. Bundan sonra da olmayacak.
O yüzden birbirimize daha çok ihtiyacımız olan bugünlerde birbirimizi üzmek yerine; safları sıklaştırmanın yollarını bulmalıyız. Bunun için çaba göstermeli ve en önemlisi ise içten bir şekilde yöneticilerimiz başta olmak üzere birbirimize dua etmeliyiz.
Hele ki çocuklarımız kızlı-erkekli olarak giyimlerinden davranışlarına varıncaya kadar uçuruma doğru ilerlerken bina-i mersus olmaya eskisinden daha fazla ihtiyacımız var.
Gazze'nin çocuklarının cennete gitmesi tek tesellimizken; Kemalist devrimlerin çoğu, her 10 yılda bir gerçekleşen darbeler, 28 Şubat post modern darbesi gibi kara lekeler geride kalmışken; kurulduğu günden bu yana statüko, vesayet başta olmak üzere FETOvari durumlarla vuruşa vuruşa gelen ve yeni yeni muktedir bir duruma eren AK Parti sonrası İslam'i camianın bunca imkâna ulaşmasına rağmen Müslümanlar olarak önceliklerimizi unuttuğumuzdan kendi ülkemizin çocukları nereye gidiyor peki?!
Siyonist bir anlayışla yakılan ülkemizin ormanları ile beraber geleceğimiz olan çocuklarımız ateşe doğru ilerlerken bizi ne teselli edecek acaba?!
Allah, Gazze'den önce, bunca olanak içinde kendinizi ve ailenizi insanlardan ve taşlardan olan cehennem ateşinden korumak için ne yaptınız diye sormayacak mı?
"Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır veya taştan yapılmış tüm putlardır. O'nun başında görevli olarak bulunan melekler sert ve kuvvetlidirler. Allah'ın buyruğuna karşı gelmez, kendilerine emredilen herşeyi yaparlar." Tahrim Suresi/6
Ve dahası... İsrail'e müdahale etmeden önce bu ülkede "Gazze bizim kardeşimiz değil" diyen bir zihniyetin adayına %48 oy çıktığını unutmamak gerekiyor. Nitekim 2023 seçimleri öncesi Recep Tayyip Erdoğan'dan bugün İsrail'e müdahale etmesini isteyenlerden bazılarının da o gün, o %48 içinde olduğunu da hepimiz biliyoruz.
"Ey iman edenler! Samimî ve kesin bir dönüşle Allah'a tövbe ediniz! Böyle yaparsanız Rabbinizin sizin günahlarınızı affedeceğini, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğini umabilirsiniz. O gün Allah, Peygamberini ve onun beraberindeki müminleri utandırmaz. Onların nûru, önlerinden ve sağ taraflarından sür'atle ilerler. Şöyle derler onlar: “Ey Kerim Rabbimiz! Nûrumuzu daha da artır, tamamına erdir, kusurlarımızı affet, çünkü Sen her şeye kadirsin.” Tahrim Suresi/8
Muhatabını bulmamız duasıyla.
Sosyolog-Yazar
Ahmet Maruf Demir





.jpeg)

.jpeg)









