31 Aralık 2023 Pazar

YAKLAŞAN YEREL SEÇİMLER VE BİR DÜNYA LİDERİ İLE 4 SAAT

Malum. Yerel seçimler yaklaşıyor. Bütün partiler bu süreç içerisinde kendilerine göre bir çalışma içerisinde bulunuyor.

Kuruluşuyla beraber iktidara gelen ve 21 yıldır iktidarda kalmayı başaran AK Parti'de her zaman olduğu gibi bu seçime de müthiş bir ciddiyetle hazırlanıyor.

Parti içerisinde ve özellikle Sn. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan şahsında sanki girilecek ilk seçimmiş gibi bir sinerji var. Ki bu sinerjiyi de oluşturan yine Sn. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi.

Neredeyse büyükşehirler başta olmak üzere çoğu illerin teşkilatları, vekilleri, MKYK üyeleri, belediye başkanları ile birebir görüşmeler yapıyor. Birebir kendilerini dinliyor. Notlar alıyor. Katılımcılar nezdinde dile getirilmiş bir sorun, sıkıntı, problemi veya eksiklik o an da, o toplantı esnasında yine Sn. Cumhurbaşkanı'mız tarafından ilgili mercilere aranarak gideriliyor.

Müthiş bir şey değil mi?

Bunca yıl iktidar olacaksın. Girdiğin her seçimi kazanacaksın. Bir ülkenin yarısından fazlası sana oy verecek. Başta coğrafyamız olmak üzere bütün dünya gözünün içine bakacak ve sen hâlâ ilk günkü aşkla çalışacaksın. Ayrıca, o ilde sana ne kadar oy çıktığına, ne kadar sevildiğine veya ne kadar sevilmediğine bakmadan, o ilin talep ve isteklerini baş tacı edeceksin. Tabiri caizse buna da Eyvallah diyeceksin.

Bu minvalde;

Sn. Cumhurbaşkanı'mız, geçen hafta Üç kademe il ve İlçe Başkanları'mız, Milletvekillerimiz, MKYK Üyemiz ve Belediye Başkanları'mız ile Diyarbekir şehrimiz için de yerel seçimler bazında bir toplantı gerçekleştiriyor.

Yaklaşık 4 saat süren bu toplantıda herkese ama herkese söz hakkı veriyor. Aday önerilerinin gizli tutulması hariç; istek, talep,  öneri ve eleştirileri bizzat kendisi not alıyor. İvedi olarak yapılması gerekenleri o an da ilgili mercileri arayarak talimat veriyor.

Bir örnek vermek gerekirse, Kulp ilçemizin doğal gaz sorunu, ilçe teşkilatımız nezdinde orada dile getiriliyor. Ve sorun Sn. Cumhurbaşkanı'mız tarafından hemen o an bir talimatlandırmayla çözülüyor.

Daha bunun gibi birçok misal vermek elbette mümkün. Ama benim bu toplantıda neler konuşuldu? Neler söylendi? demekten çok Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği üzerinde durmak istiyorum.

Doğrudur. Belki birazdan söyleyeceklerim karşında "ya kardeşim, ilçe başkanlığını yaptığın bir adam hakkında da farklı şeyler söylemen zaten beklenmez" diyenleriniz olabilir.

El-hak doğrudur. İlk etapta duygularım ile hareket ettiğim anlaşılabilir. Ki toplantıyı ve oradaki ortam hakkında gelen bilgileri, hemen o an kaleme dökmüş olsaydım eğer gayet yerinde de bir tespit olurdu bu.

Lakin bekledim. Duygularımın beni esir almasına izin vermedim. Üzerinde nerdeyse bir hafta düşündüm. Daha sonrasında aklımın süzgecinden geçirdiğim duygu ve düşüncelerimi kağıda aktarmaya karar verdim.

Sözü uzatmadan... Şöyle ki:

Yerel seçimlere hazırlık bazında yapılan bu toplantılar bizlere birkez daha göstermiştir ki liderlik herkese nasip olacak bir şey değil.

Bu toplantılarıyla birlikte Recep Tayyip Erdoğan, sadece siyasetin konusu olmaktan artık çıkmıştır. Eğer ömrümüz yeterse hep birlikte göreceğiz. Kendisi sosyal disiplinler içerisinde çokça tartışılacak ve üzerinde siyasi bir figür olması dışında farklı özellikleriyle de tezler dâhi yazılacaktır.

Düşünebiliyor musunuz?

Kendisinin hiçbir zaman hizmetten kaçmadığı, her seferinde sevgisini dile getirdiği, özellikle Kürt meselesine dair süreçlerde, Diyarbekir'i ve Diyarbekir'in insanlarının duygu ve düşüncelerini önemsediği bir lider olan Recep Tayyip Erdoğan, (önceki-yeni) teşkilatları ve (önceki- yeni) vekil adaylarının canhıraş bir şekilde çalışmasına rağmen; dahası, tarihte bir ironi olacak şekilde yine özellikle Kürt meselesinin müsebbibi olanların adayına karşı girmiş olduğu seçimde az oy alabiliyor. Ama yine de o şehir için kendisi gibi dertli olan teşkilatını, vekillerini, MKYK üyesini ve belediye başkanlarını 4 saat boyunca dinleyebiliyor.

Bir yandan kötülüğe, çukur siyasetine destek vermedikleri için bölgenin birçok şehrini hain ilan eden terör örgütü yöneticileri ve destekçileri, diğer yanda ise Recep Tayyip Erdoğan adamlığı!

Bırakın bir şehri, bir ülkeyi; dünyanın yükünün omuzlarında olan bir adamın kendisine neredeyse en az oy çıkan bir şehre bu zamanı ayırmasını neyle açıklayabilirsiniz?

Açıkçası, onca okuma, kitap, radyo programı, siyaset, iş hayatı ve son olarak sosyoloji 4. Sınıf öğrencisi olarak benim bilgim buna yetmiyor.

Ufacık, minnacık, biz Diyarbekirlilerin ifadesiyle bi kırtık dâhi olsa yapmış olduğumuz iyiliğin karşılığında olumsuz bir durum görünce neler yaptığımızı hatırlayalım. O kişi veya kişiler hakkında neler düşündüğümüzü ve dahası bazılarının ağız dolusu sinkaflı sözcüklerle neler söyleyebildiğini şöyle bir gözümüzün önüne getirelim.

Vay ki ne vay... Ayriyeten ha ho...

Bakınız. Bizim dinimiz sadece Allah'ı ululamayı bize öğretmiştir. Onun önünde rükû etmeyi ve sadece ondan dilemeyi ve ondan istemeyi bize emreder. Yine bizim dinimiz, bize, Hz. Muhammed (Sav)'in yol göstericimiz ve rehberimiz olduğunu salık verir. Allah'a ve Resul'üne tabi oldukları sürece de bizim içimizden çıkan, bizden olan ûlûlemre itaati de ancak o zaman farz kılar.

Şahsen bir ülke yönetiminde kendi bulunduğumuz konum itibariyle yanlışlık, hata veya eksiklik hissettiğimiz durumlar karşısında, eleştiri-özeleştiri; hakkı ve sabrı tavsiye etme sorumluluğumuz olduğunu unutmayarak, Sn. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'a da bu payeyi vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

Bırakın bizim sevmediğimiz birini dinlemeyi, onun sorunlarıyla yakından ilgilenmeyi; sevip sevmekten ziyade, siyaseten çoğunluğun karşısında olduğu aşikâr olan ve öyle ki birilerinin Kürt kimliği üzerinden tahriklerine maruz kalarak dedelerinin düşmanına dâhi oy veren bir şehre, her şeye rağmen bu denli ilgi göstermek ancak İslâm'i bir dünya görüşüyle değerlendirilebilir.

Son kertede;

1) 3 yıl boyunca ilçe başkanlığı yapmış biri olarak doğrusu böyle bir toplantıda olmayı çok isterdim. Ama bazı şeyler kısmet işte. Olmayınca olmuyor. Bu sebeple o toplantıya katılan ve böyle bir şerefe nail olan bütün davadaşlarımı tebrik ederim. Kıskanmadım değil ama gurur da duydum. Her birinin yolları ve bahtları açık olsun inşaallah.

2) Neredeyse bütün davadaşlarımız kendilerine düşen sorumlulukları harika bir şekilde yerine getirmişler. İl ve ilçe düzeyinde her arkadaşımız şehrin aksayan taraflarını söz alarak ifade etmiş. Yani birilerinin dediği gibi bu şehir sahipsiz değil!

3) Milletvekillerimizin eli, herkesin huzurunda bizzat Sn. Cumhurbaşkanı'mız tarafından oldukça güçlendirilmiş. İster şehir bazında ister teşkilatlar konusunda tıkanan herhangi bir durum karşısında bizzat zat-ı alilerinin aranmasını istemiş.

4) İlçe Başkanlığı'mız döneminde beraber çalıştığımız Bağlar İlçe Kadın Kolları Başkan'ım Sn. Fatime Alakuşu fotoğraflarda göremeyince kendisini aradım. Neden fotoğraflarda gözükmediğini sorunca, toplantı bilgisinden biraz geç haberdar olunca engelli çocuğunu yalnız bırakmadığını ve bu yüzden toplantıya katılamadığını beyan etti. Haliyle ikimizde üzüldük. Lakin olayın sevindirici ve heyecan verici tarafı ise bu bilgiye Sn. Cumhurbaşkanı'mız'ın önündeki raporla haiz olduğu ve teşkilattan önce zat-ialilerinin haziruna bilgi verdiği ve ayrıca Fatime Hanıma özellikle selamlarını iletmesi olmuş.

E daha ne olsun?!

O vakit aklımıza, kalbimize ve dilimize dua dolsun: Rabb'im Diyarbekir'e ve Diyarbekir halkına gerçekten sevdalı olan Sn. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'a ve davasına hak ettiği değeri ve desteği vermeyi hepimize nasip etsin. Son yıllarda kavuştuğumuz huzur ve güven ortamını kendi ellerimizle bozmayı bize göstermesin. Ona ve bize hikmet, feraset ve basiretli olmayı her daim nasip etsin.

Amin.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder