2 Nisan 2024 Salı

İYİ, GÜZEL, DOĞRU

2024 Yerel Seçim Sonuçları ile alakalı neredeyse konuşulmadık şey kalmadı. AK Parti cenahında oyların düşmesi ve 22 yıllık bir sürecin ardından tarihimizde ilk defa ikinci parti olmamızın nedenleri hakkında epeyce tartışmalar yaşandı.

Yer yer bu durumu kişiselleştirip, adaylar, parti teşkilatları, vekiller, bakanlar veya genel merkez düzeyinde bir "intikam" alma duygusuyla hareket edenler de olmadı değil. Ama genel anlamıyla yapılan eleştiriler aslında kendi içimizde yıllardır tartıştığımız meselelerin bir dışavurumuydu.

Seçim sonuçlarının bizim dünyamızdaki yansıması ise üç başlık halinde öne çıktı. Yaşananlara her daim bardağın dolu tarafından da bakmak gerektiğine sahip bir felsefenin/inanışın getirisi olarak bu üç başlığımız İYİ, GÜZEL VE DOĞRU oldu.


1. İYİ:

Sadece Türkiye Halklarının değil, bütün dünyanın kabul ettiği bir şey var. O da Sn. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü bir figür, siyasi bir deha ve kriz anlarını fırsata çevirmesini çok iyi bilen bir lider olduğu gerçekliğidir.

Elbette şu şerhi de düşmek gerekiyor. Kurumsal kimliğine kavuşmuş, misyon ve vizyon üzerine kendi karakterini oluşturmuş, amaç ve gayesinin ne olduğunu kavramış dava hareketlerinde kişi kültlerine/kurtarıcı beklentilerine çok fazla önem verilmez.

Lakin kişisel, şahıs bazlı yapılan yanlışlardan azade olarak; AK Parti'nin kimliği ve karakteri bütün bu özellikleri taşısa dahi, bir dava hareketinde olması gerekenler Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında da temerküz ettiğinden dolayı AK Parti'deki bu ayrımı çok fazla yapamıyoruz. Ve bu da eğer önü alınmaz ise uzun vadede her ne kadar dezavantaj oluşturma ihtimali oluşturacağını düşündürtse de şuan için bize bir avantaj kazandırdığı muhakkaktır.

Bir an şöyle düşünelim. Sn. Cumhurbaşkanı'mız ne ülkenin, ne de AK Parti'nin başındadır. Her iki görevini de bırakmış olsun. Bizler de bu şekilde 2024 Yerel Seçimlerine girmişizdir. Ve AK Parti olarak bu sonucu almışızdır.

İşte o vakit, parti kademeleri olarak bu sonuca karşılık nasıl bir refleks göstereceğimizi kestirmek şimdiden zor olsa gerek. Bu sebeple hiç tartışmasız eksiklerimizin, zaaflarımızın, yanlışlarımızın bir yansıması olan 2024 Yerel Seçimlerindeki bu sonucu Sn. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın halen hem ülkemizin, hem de partimizin başında olduğu bir düzlemde yaşamamız çok daha İYİ olmuştur.


2. GÜZEL:

2024 Yerel Seçim Sonuçlarına baktığımızda aslında AK Parti'mizin aslında halen birinci parti olduğunu görüyoruz. Bu düşüncemiz kendimizi kandırmak olarak da lütfen anlaşılmasın. Seçim aritmetiğine baktığınızda bunun öyle olduğu açık bir şekilde kendisini belli ediyor.

Önceki seçimlere oranla sandığa gitmeyen -ki bizim bunlara KÜSKÜNLER dediğimiz- 5 Milyon civarında AK Parti seçmeninin olmasıdır. Sandığa gidenlerden de bir kısmının ki bunlara da protest seçmen diyoruz. Oylarını seküler, ırkçı, Türkiye Halklarının değerlerinden kopuk partilere değil de, AK Parti'ye bir ders vermek niyetiyle yine AK Parti anlayışına yakın olduğunu düşündüğü, muhafazakâr, kucaklayıcı, Anadolu İrfanına sahip partilere oylarını vermesi bizce geleceğe dair kendi içinde bir GÜZELLİĞİ barındırıyor.


3. DOĞRU:

Seçim sonuçlarının bizlere gösterdiği en çarpıcı gerçeklik ise Türkiye'de artık hiçbir partinin alternatifsiz olmadığıdır. Hele ki bu gerçeklik AK Parti aleyhine kendisini çok daha bariz bir şekilde göstermiştir.

Özellikle 2023 seçimleri öncesinde kimi raporlamalarımda, Bağlar gibi aşırı politize olmuş ve 400.000'e yakın bir ilçenin Başkanı olarak insiyatif alarak ve büyük bir cesaretle farklı, muhalif kimi isimlerin AK Parti çatısı altında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştim. Lakin o dönemde bunu başaramamıştık. Nitekim daha sonra bu isimler Yerel Seçimler öncesinde bu kez farklı kesimlerce öne çıkarıldı. Ve kısmen de olsa kendilerinin bu isimlerden kazanç sağladıkları da görüldü.

Bugün de Diyarbakır İl Yönetim Kurulu üyesi olarak yine insiyatif alarak ve büyük bir cesaretle şunu ifade etmek istiyorum. 2024 Yerel Seçimlerinde görülmüştür ki AK Parti'ye küsenler, kızanlar veya bir şekilde partiden uzaklaşanlar ya Yeniden Refah Partisine, ya Deva Partisine, ya Gelecek Partisine ya da Hür Dava Partisine yönelmiştir.

Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir yansıması olarak bundan sonra hiçbir partinin artık tek başına iktidara ve yerel yönetimlere sahip olamayacağı anlaşılmıştır. Madem bu durum söz konusudur. O zaman yapılacak şey bellidir. AK Parti'ye kızanların, küsenlerin ve bir şekilde partiden uzaklaşanların tercih ettiği bu partiler ile diyaloglar artırılmalıdır. Birilerinin "KENT UZLAŞISI" olarak adlandırdığı siyaset stratejisi farklı bir formatla bu partiler arasında gerçekleştirilmelidir. Daha marjinal ve yüksek bir sinerji oluşturacak olanı ise kin, nefret, öç alma duygularından azade bir şekilde AK Parti'nin 2002 Ruhuna uygun tarzda bütün bu partilerin kadrolarıyla kucaklaşmaya gidilmesidir.

Dün dünde kaldı cancağazım. Yeni şeyler söylemek lazım" sözünün DOĞRULUĞUDUR.

Ahmet Maruf Demir



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder