İlginç olan şu:
AK Partili olmayan, sürekli AK Parti aleyhine konuşan, AK Parti'nin hiçbir iyiliğini görmeyip tamamen kronik muhalif hastalığına tutulanların AK Parti'nin her iç meselesinde üzerlerine bir vazifeymiş gibi konuşmaları...
Hani içerden ve kolektif bir tutum olsa ve bu kişilerin eleştirileri o zaman kaale alınmasa eyvallah edeceğim.
Fakat işleyiş öyle değil ki. Olamaz ve olmamalıdır.
Kimse kusura bakmasın.
Belki size şaşırtıcı gelebilir, ama gördüğüm kadarıyla Erdoğan yönetiminde ki AK Parti bu tür dışarıdan ve kişiselleştirilmiş eleştirilere kulak vermiyor ve kanaatimce de haklılar.
Çünkü yine gördüğüm kadarıyla böyle bir anlayışa hiçbir örgüt ve grup izin vermez. Vermiyor.
Bütün bunlardan dolayı varsa eğer hâlâ böyle kişiler, neden bir türlü muhatap alınmadıklarını -söylemek istediklerimden- artık anlamaları gerekiyor.
Dolayısıyla Arınç'ın istifasını bu yönden değerlendirmek gerekiyor.
Çünkü AK Parti'ye oy verenler B. Arınç'a sert eleştirilerde bulundu. C. Başkanı konuştuktan sonra değil, konuşmadan önce tepkilerini dile getirdi.
Önyargılı değilseniz eğer, Sayın Erdoğan'ın tabanın sesine ÇOĞUNLUĞA ULAŞTIKLARI TAKTİRDE karşılık verdiğini görürsünüz.
Sayın Arınç meselesinde de aynen bu oldu.
Diğer ilginç konu ise yine dışarıdan eleştiri yapanların A. Çakıcı ile Arınç'ın kıyaslamasını yapması.
Ya hu, A. Çakıcı, AK Parti'nin bir üyesi değil ki. Bu yüzden konunun muhatabı neden AK Parti olsun.
Hem bağcıyı döv. Hem de bağın üzümünü yemek iste. Oh ne güzel memleket!
Konu bütünüyle yargısal bir durum ve olayda zaten mahkeme aşamasında.
İkisinin kıyas yapılması çok doğru değil.
Çakıcıya gösterilen müsamaha Arınç'a gösterilmiyor gibi kıyaslamanın mahalda yeri olmaz.
Mantık ilminde buna kıyas-ı fasid denir.
Yani, ne alakası var?!
Yapmış Olduğumuz Sosyal Sorumluluk Çalışmalarımıza Sizler de Katkı Sunmak İster Misiniz? 160020300002084811000001 nolu IBAN Numaramız Üzerinden En Az 10 TL'lik Bir Yardımla Bizlere Destek Olabilirsiniz.
şöyle bir mantık var, ak partinin mhp ile cumhur ittifakı var, artık ittifaktan öte nerdeyse... mhp lideri mafyayı övüyor ve mafya muhalefet liderini tehdit ediyor. cumhurbaşkanı sadece ak partililerin başkanı değil tüm ülkenin yöneticisi... bu duruma dair sözleri olmasın mı..çünkü biliyoruz başka zaman canı istediğinde her konuya değiliniyor.. benim ülkemde şöyle olmaz böyle olmaz.. burası muz cumhuriyeti değil..
YanıtlaSileğer mafya bozuntusuna sadece kem küm laflar geliyorsa.. sıkıntı var demektir.
ayrıca arınç konuşması ile diyelimki erdoğanı zor durumda bıraktı. peki mafya övgüsü yapan bahçeli erdoğanı zor durumda bırakmadı mı.. unutmayın artık bunlar ittifak ötesi..
Öncelikle değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
YanıtlaSilYorumunuzda değindiğiniz konular hakkında ki daha önce yapmış olduğum paylaşımlar:
D.Bahçeli, sürekli Cumhur İttifak'ını bitirmek isteyenlerden dem vuruyor. Fakat, kendisi her eylem ve söylemiyle bu ittifakı çatırdatıyor. AK Parti bu ülkede aslı ve nesli ne olursa olsun bütün kesimlerden oy alan bir parti. "Aslına mı çekiyorsun, nesline mi dönüyorsun" ne demek?!
***
Dünyayı kendi mahallesinden zannetmek hastalığı dün olduğu gibi bugün de devam ediyor. Alaattin Çakıcı, Kılıçdaroğlu'nu önce tehdit etti. Bugün de beni öldürtsene çağrısı yapıyor. Burası kabile devleti değil. Elbette ki hukuk devletinde gereği yapılacaktır.
Bu nedenle AK Parti bu söylemlere sahip kişilerle arasına mesafe koymalıdır. Bu tür kişilerden beri olduğuna dair gereken açıklamayı yapmalıdır. Diğer nokta ise hiç kimse AK Parti adına bu tipleri sahiplenemez. Sahiplenmemelidir.
AK Parti, halkın çoğunluğunun oyuyla iktidar olmuştur. Bu gibi kirli geçmişe sahip kişiliklerle mücadele ederek halkın teveccühünü kazanmıştır. Bir dava partisi, bir-iki kişinin eski Türkiye hasretiyle ona buna racon kesmesine kurban edilemez.
Bütün bunların neticesinde, Sayın Reis-i Cumhur'un üzerinde sıkça durduğu birçok alandaki reform söyleminin en büyük kanıtı da bu hadsizliğin yargılanması olacaktır.
Saygılarımla...