Ayhan Bilgen'den sonra Altan Tan'da HDP siyasetine eleştirel bir bakış getirdi. Bu yaklaşımları değerli bulmakla beraber maalesef bir o kadar da samimiyetten yoksun olarak değerlendiriyorum.
Nitekim sadece ben değil. Toplum olarak, bunların geç kalınmış açıklamalar olduğu ifade ediliyor. Öyle ki A. Bilgen ve A. Tan'ın bugün yapmış oldukları açıklamaları, şahsım da dahil birçok dert sahibi şahıs yıllar önce yazmış oldukları yazılarda dile getirmişti.
Fakat, kibirden dolayı kalbi katılaşmış (özellikle çözüm sürecinde) ve basireti kaybolmuş bir kitle neyi dinleyebilirdi ki?!
Tartışılması gereken diğer bir konu ise HDP'li siyasetçilerin genelde bu gibi açıklamaları tutukluyken yapmaları... Genelde siyasetçiler partilerinden ayrılırken eleştiriye başlarken, HDP'de bu durum başka şekilde tezahür ediyor. Her nedense cezaevine girdikten sonra HDP'lilerin birçoğunda özeleştiri duygusu gelişiyor!
Doğrusu bu şekildeki bir tavır, ister istemez içeriyi dışarıdan daha mı güvenli görüyorlar? sorusunu akla getiriyor. Ki HDP-PKK birlikteliği içindeki hiyerarşik yapılanmayla beraber; örgüt içi infaz veya siyaseten itibarsızlaştırma örnekleriyle bu sorunun akla gelmemesi de mümkün gözükmüyor.
Son tahililde sizlere bu ve benzeri konular hakkında yazılmış ve içeriden bir bakışla ele alınmış Aytekin Yılmaz'ın Son Diktatör kitabını öneririm.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder