Bir kasa içindeki çürük domatesin, bütün bir kasanın çöpe atılmasına neden olmayacağı gibi; bir devletin ordusunun içindeki yapılaşmaların, hiyerarşi bozucuların, terör sevicilerin, darbe heveslilerin o ordunun bütününü temsil etmediği aklı başında her kişi için malumdur.
Bu sebeple, Sezgin Tanrıkulu'nun ve avanesinin kastettiği, ordunun gücünü arkasına alarak halka ve halkın özgür iradesiyle seçtiği meşru yönetime karşı ilkel, modern veya post-modern yöntemlerle silah doğrultunlar değil, bilâkis top yekün bir ordunun kendisidir.
Kelime cambazlığına girmeye, kamuoyunun aklıyla dalga geçmeye gerek yoktur. S. Tanrıkulu tarafından hedef gösterilen ordunun bizatihi kendisi, hatta daha da ilerisidir. Bizatihi dolaylı yollardan intikam alınmak istenilen -son çeyrek asırdır hükümette olan- AK Parti'dir.
Genel seçimlerde destek gördüğü YSP/HDP'nin bu konuda lehte açıklamaları bu yüzdendir.
Enteresan ve ibretlik olan ise K. Kılıçdaroğlu'nun, S. Tanrıkulu'nun açıklamalarına karşın farklı yönde açıklama yapmasının özellikle Kürt Solu'nda ihanetle suçlanacak düzeye gelmesidir.
Piro'nun, CHE'nin ağzındaki puro gibi yanıp tükenmesi gibi hızla eriyip sönmüş olmasıdır.
Sezgin Tanrıkulu'nun ordu hakkındaki açıklamalarından bağımsız olarak YSP/HDP'ye soruyorum: Geleceğe dair bütün basiretiniz alınmış, farkında mısınız?
Kemal Kılıçdaroğlu nezdinde bugün teberrüz eden CHP zihniyetinin dünden farklı olduğunu bilmemek ancak ne tarih, ne sosyoloji, ne de siyaset bilmemekle olur. Bu da maalesef sizde teşekkül ediyor.
Bıçaksırtı olan bir seçimde, hem bir halkın çoğunluğunu dedelerinin katillerine aşık ettiniz, hem de yeni anayasa sürecinde Kürtler başta olmak üzere bu ülkenin bütün değerlerini kuşatacak bir birliğin ve beraberliğin biraz daha gecikmesine sebep oldunuz.
Bütün bir yükü yine Sn. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın omuzlarına yüklediniz.
Ki ilk turda %60 ile bu iş bitirilip, geniş bir consensus ile mutabakat metinleri (Kılıçdaroğlu gibi gizli kapılar ardında da değil) şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılabilinirdi.
Son kertede,
Her şey için hâlâ geç değil. CHP zihniyeti dün neyse bugün de odur!
Oysa ki Türkiye Halklarımızın birçok probleminin çözümü hususunda (Leyla Zana'nın da ifade ettiği şekliyle) Sn. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan dün olduğu bugün de büyük bir şanstır.
Öyle ki 2023 seçimlerindeki bütün vefasızlığa, ihanete, yalana, dolana, dezenformasyona ve en önemlisi ise yalnızlığına rağmen hâlâ bile Yeni Anayasa diyebilmektedir.
Gelecek kuşaklara bırakacağımız en büyük miras ve dahası cennet azığımız bu olacaktır.
Ahmet Maruf Demir

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder