1 Şubat 2022 Salı

Kürt Ve Kürtçe'ye Dair...

1- Son yıllarda istisnai bir iki olay dışında Kürtçe konuşma, yazma, başlıca müzik olmak üzere sanatın bütün dallarında insanların kendisini bu dilde ifade etmesi yönünde herhangi bir yasaklama olmamaktır.


İstiklâl Caddesindeki son olayda da polisin, müzik icra eden sanatçılara tutumu salt Kürtçe müzik icra ettiklerinden dolayı değil, esnafların şikayeti üzerine oradaki bütün müzisyenlere bir müdahalesi olduğu anlaşılmıştır.


Fakat her nedense, bu gibi olaylarda olayın siyak ve sibakına bakmadan AK Parti hükümetlerini nasıl zorda bırakabiliriz... Türkiye geneli en fazla Kürtlerin oyunu alan AK Parti'yi, -ki bu Kürtler, bazılarına göre hain, satılmış!- Kürtlerin gözünden nasıl düşürebiliriz atraksiyonlarında bulunuyorlar.


Allah muhalif olmanın da iyi niyetlisini nasip etsin.


2- Kürtçe ve Zazaca seçmeli dersine yönelik bu denli rağbetin yaşanması ve hükümetin bu konudaki teşvik edici söylemlerde bulunması kolektif bir isteğin ürünü değildir.


Bu şekilde kolektif bir bilinçle hükümetleri bu gibi konularda alan açıcı bir misyona yöneltmek, Türkiye gibi bir ülkede bugüne kadar hiç mevzubahis olmadı.


Hatırlayalım.


Son on yıla kadar dahi Kürdî hareketler çok daha şiddet yanlısı ve örgütlü bir yapıdaydı. Silahlı çatışmalar ve sokak eylemlerinin yegane gayesinin bu konulardaki özgürlüklerin artırılması olduğu ifade edilirdi. Lakin bütün bunlara rağmen yasaklar kaimdi. Asimilasyon ve inkar politikaları sürerdi. Kürtlere, Kürtçe konuşmaya yönelik cadı avı otobüs içlerinden, kamu kurumlarına varıncaya dek her alanda hissettirildi.


O zaman can verici o soruyu soralım. Geçmişte yaşananların (silahlı çatışma, sokak eylemi vs.) hiçbiri olmamasına rağmen, son on yıllardaki hükümetlerin Kürdî ve benzeri açılımların olması, Kürtlerin anadillerini öğrenmesi için verdiği bu desteğin sebebi ne?


Elbette cevabı hepimiz biliyoruz. Fakat birileri için  bu sorunun cevabı nefislerine ağır geldiğinden söylemeyebilirler. Öyleyse onlara da yardımcı olalım.


Bu sorunun tek bir cevabı var: O da hükümette başkalarının değil, son yirmi yılda iktidarda AK Parti hükümetlerin olmasıdır. Ve ana sütü gibi helal olan hakların silahlı çatışma ve sokak eylemleri ile değil; yaratılıştan gelen bir kazanım olduğu bilincine sahip olarak, -ki bu yüzden de içerden/dışardan hâlâ bedeller ödeyerek- hakkı tesis etmek istemesidir.


Allah hakkı hak bilip hakka tabi olanlarda eylesin.


3- Birilerinin, (o birilerini siz çok iyi biliyorsunuz) bunca bölme, parçalama ve sonunda yönetme gayretlerine, teşviklerine, fonlamalarına, desteklemelerine karşın ülkenin bütün bileşenlerinden oy alan bir partiyi ve o partinin lideri Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a olan düşmanlıklarının nedeni de işte bu ve bunlara benzer sebepler!


Bizi bize bırakmayıp sürekli kendileriyle mücadele etmemizden dolayı bazı yanlışlarımızı, eksiklerimizi, zaaflarımızı, hatalarımızı görmemize engel olan ve bunları düzeltmemiz için bizlere fırsat vermeyenlere lanet; basiret, feraset ve hikmet sahiplerine ise selâm olsun.


AK Parti Bağlar İlçe Başkanı

Ahmet Maruf Demir






1 yorum:

  1. Kaleminize sağlık. Yani bu ülkede cok kötü günler Gördük ve gecirdik Kürtçe nin (k) konuşamayan bir halk şimdi Allah'a hamd olsun. Rabb'im hakkı hak, bilip yaninda yer almayi batili, batil bilip uzaklasmayi nasip etsin

    YanıtlaSil