30 Ekim 2020 Cuma

Uyanık Olmalıyız!

Fransa'daki kilise baskını ve orada ibadet edenlere yönelik kanlı saldırıyı bir Müslüman olarak kabul edemem.


Çünkü iman ettiğim kitabın hükümlerinde Allah'ın adının anıldığı yerlere saldırmak ve orada kan dökmek haram kılınmıştır.


Bu nedenle bu saldırıyı gerçekleştiren hiçbir şekilde bunu İslam adına yaptığını söyleyemez.


Diğer bir konu ise bu gibi saldırıların "ne ekersen onu biçersin" deyişiyle de bağlantısı olduğu aşikar.


Bütün bunlar Fransa'nın 18. yy'ın başından itibaren ürettiği ulus kimlikli 'ben/cil' anlayışının bir yansıması aslında...


E. Macron'un son günlerdeki açıklamaları ve buna binaen Charlie Hebdo gibi sapık zihniyetlerin pratikleri de bu zihniyetin acılı sosu.


Hatta denilebilir ki, bu zihniyet yine bu davranışlarıyla yıllarca sahneledikeri oyunu yeniden hayata geçirerek halkları Müslüman olan ülkelerde kargaşa yaratmak istediler, istiyorlar.


Müslüman kitleleri galeyana getirterek, bu coğrafyalardaki farklı din ve inanışlara sahip kişi ve topluluklar arasında çatışma başlatmak niyeti taşıyorlar.


Fransa'da dâhi olsa yaşanan hadiseler üzücü olmakla birlikte, belli ki bu amaçları şimdilik suya düşmüş durumdu.


Rabbimizin izniyle ve bizler de uyanık olduğumuz sürece kurdukları tuzaklar her daim boşa çıkacaktır evelallah.


Unutulmamalıdır ki insanın kaderi kendi çabasına bağlı kılınmıştır. Ve ayrıca Allah tuzak bozanların en hayırlısıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder