Hepimiz Rıdvan Kaya’yız!
Cumhuriyet gazetesi
tarafından "AZMETTİRİCİ" olarak hedef gösterilen Özgür-Der Başkanı
ile yine amiyane tabirle kendi mekanında yani Özgür-Der binasında Charli Hebdo
sayısını tam takır yayımlayan bir site tarafından röportaj yapılıyor. Bu röportajın asıl mevzu
Cumhuriyet gazetesi ve Hebdo Charlie iken birden hiç de alakadar olmayan bir
şekilde röportaj farklı yerlere bilinçlice kaydırılmasına rağmen
"Azmettirici" olarak sıfatlanan Rıdvan Kaya'nın, röportajı okuduğunuzda sabırla
sorulara cevap verdiği hissediliyor.
Diğer taraftan kendi
kendinize, ulan bunca yıldır birçok haksızlık ve hukuksuzluk karşısında birçok
şey söylemiş birisi ile sanki yeni tanışılıyormuş gibi "silahlı
kanat" bilmem ne safsatası ile bakın "kendi mekanında nasılda posta koydum
kahramancılığı" oynandığına şahit olmanıza rağmen; herkesin her şeyi
düşünmesine, ifade etmesine özgürlük diye haykırılırken İslamcı bakış açısına
sahip birinin başka birileri için düzeltme/eleştirme/sorgulama duyularıyla reaksiyon
göstermesine hakaret sayıldığını bizzat sorulan sorularda gizlendiğini
görüyorsunuz.
İnsanların
kutsallarına bile bile yani ölüm getirdiği ayan beyan ortada iken yine de
sövmek, hakaret etmek meşru görülüyor. Tamamen provoke etme amaçlı yazılar,
yayımlarda bulunuluyor. Charlie Hebdo saldırısında eylemin meşruluğu,
hikmetliliği hariç kınanmasını gerektirecek herhangi bir boyutunun İslam-i
cenah da dillendirilmediğinin bilindiği halde (Charlie Hebdo'nun aşağılık
karikatürlerine karşı yapılan tüm eylemleri kast ediyorum) ateşe körükle
gidiliyor sonra da vay efendim birileri bizi tehdit ediyor, azmettiriyor
argümanlarına sığınılıyor.
Diyeceğim o ki, biraz
mert olun. “Allah insana düşmanımın bile merdini nasip etsin derler ya”; işte
ondan! Ama nerdee?!. Madem cesaretiniz var, o zaman neden korkuyorsunuz. Neden birden
heyheyleriniz başınıza üşüşüyor ki?!
“Biz bile bile, zaten
bunları duymayı umarak, ümit ederek bu yazılarımızı yazdık. Bu karikatürleri kendi
köşelerimizde, gazetelerimizde, sitelerimizde paylaştık” desenize!
Utanmaz olduğunuz
kadar, korkaksınız işte!
Sadece, Bir anlık Müslüman
mahallesinde salyangoz satabileceğinizi düşünerek hazır Fransa'da da bütün müttefiklerimiz
bir araya gelmiş, kol kola girmişler eh o zaman fırsat bu fırsat; yıllardır
içimizde İslam’a, İslam’i değerlere ve hele özellikle Müslümanlara yani duygularını,
vicdanlarını, yataklarını, topraklarını sömürdüklerinize en büyük darbeyi
vurmanın tam vaktidir işte bu vakit deyip, bu kez de kutsallarımızı sömüreceğinizi,
küfredeceğinizi, tahfif edip aşağılayacağınızı sonra da kimsenin bu aşağılık
savaşa ses çıkarmayacağınızı sandınız.
Üç kuruşa beş köfte
hesabı!
Bu koşullar içinde kimsenin
sizden hesap sormayacağını, ses çıkarmayacağını düşünürken hesap Şam’dan, Saraydan
döndü değil mi?
Zehir zıkkım olsun. Zihniyetinizin
kusmukları boğazınıza dursun. Diyenler çıkacaktı elbet. Ve hamdolsun çıktı da!
Evet, Rıdvan Kaya’nın dediklerine aynen bende katılıyorum. Ben de aynısını
söylüyorum. Ve ne demişti bir kez daha hatırlatıyorum: “Cumhuriyet yazarının yaptığının alçaklık olduğunu
belirterek, İslami değerlere yönelik açık bir saldırı ve kışkırtma eylemine
imza atan bu şahıslara yönelik bir tepki söz konusu olduğunda bunu haksız bir
eylem olarak görmeyeceğini ve asla kınamayacağım”
Nasıl ki Charlie Hebdo’da da gayri insanı, gayri ahlaki karikatürlere
imza atıp bir dine ve bir düşünceye sahip olanları tahrik ederek elleriyle yapıp
etmelerinden dolayı kendilerini öldürmelerine azmettirdiklerinden dolayı bu
saldırıyı gerçekleştirenleri kınamadığım gibi, aynı ahlaksızlığı bu coğrafyalarda
da gerçekleştirenlerin başına da aynı şey geldiğinde de tıpkı Rıdvan Kaya gibi bende
ve benim gibi Peygambere Hakaret Edenlere Karşı Çıkanlar Da Kınamayacaklardır,
Kınamayacağız, Kınamayacağım.
Hatta biraz daha ileri gidip Müslümanların kutsallarına hakaret olan ve
olacak bütün bu yazılıp çizilenlerin bir hak ve hürriyet olduğunu düşünüp, aksi
olarak da yazılıp çizilenler karşısında yaşanabilecek herhangi bir durumda
görece olumlu yada olumsuz düşünceleri serdetmeyi de “azmettirmek” olarak
göstererek hedef saptıranların, vakıayı çarpıtanların, ötekileştirenlerin, konu
ile alakalı olmayan mevzular ile işgüzarlık yapanların başına bir şey
geldiğinde de kınamayacağım.
Zalimlere, sapıklara, ahlaksızlara, hırsızlara, cinni ve insi şeytanlara
yaranma adına yazarlık değil de kalemşörlük yapanlara, ekranlarda eleştirmek/sorgulamak
ile tahrik etmeyi, aşağılamayı, töhmet altında bırakmayı, haklarına tecavüz
etmeyi, gettolaştırmayı karıştıranların başına yine tahrik ettikleri, aşağıladıkları,
töhmet altında bıraktıkları, haklarına tecavüz ettikleri, gettolaştırdıkları
kesimler tarafından da bir şey yapılırsa kınamayacağım.
Ne
diyordu Papa: “Eğer iyi arkadaşım Dr.
Gasparri anneme küfrederse bir yumruk yemeyi bekleyebilir. Bu çok normaldir. Kimseyi provoke edemezsiniz. Kimsenin
inançlarına hakaret edemezsiniz. Kimsenin
inançlarını dalga konusu yapamazsınız.”

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder