17 Kasım 2014 Pazartesi

Uyarı: Bu Yazı Yoğun Bir Şekilde Sübliminal Küfür İçermektedir!

Uyarı: Bu Yazı Yoğun Bir Şekilde Sübliminal Küfür İçermektedir!


Esed'in kendisini "Allah'ın Suriye'yi yönetmesi için atadığı bir elçi" gibi gördüğü cümlesi, Emevi sultanlarının kaderci söylemlerine ne kadar çok benziyor değil mi?


Ki zaten Allah’ın Ali olarak zuhur ettiği inancı gulatı şia olan Nusayriliğinin de bir akidesi!

Tam da burada abdest suyu ile beraber yâd etmek gerek Bilad-ul Şam’da kof(t)i-rik bir Annan'ı... Şam’ın kaysısını… Haleb’in acısını… Taif’in fesatçısı Hakem b. "El-Fasık’ın Abdulmetelik bin "Kervan’ını" ve hatta avanesinin tebaasını…

Halife olmak yerine kral… İmam olmak yerine zalim… Mümin olmak yerine kâfir olmanın da adıydı aslında bir zamanlar Haccac’ın da emir-el püftiriği olmak! Atalarının atalarına iman eden Esed hanedanlığıyla Emevi hanedanlığı arasında her ne kadar zortname sözlüğündeki kök harfleriyle bir bağlantı kurulamasa da; damarlarından beyinlerine sıçramış kanın aynı gruba denk gelmesiyle kökünüz kurusun ulan! Kan deryasında boğulasınız emi! Nice nice nicesiyle Allahumme âmin demeyi gerektiriyordu aslında mangal gibi bir iman sahibi olanın Fi Lügat-ul Arabiye’den öğrendikleriyle. 

Nerdeeee!

Bir başka karede ise ikibinoniki yılı katalog çekimlerine poz verir gibi göbek taşında adam keseleyen değil, bayram sabahlarında kurban niyetine adam kesen hin hanedanlığın 90–60–90 devşirme “cancağızı” Çin malı no-frost model Esma’sı; Yezid kafasıyla antiemperyalist damgalı -yersen- Yezid-i markası vurduklarına: “Biz yapmadık ki bunca zulmü Allah yaptı, Ayoool” pişpirikliğine kendisini mazhar kılmakla kalmıyor, roket yerine photoshop yollu eline tutuşturulmuş raketiyle sarayın kortunda cameralara cortundan poz veriyordu! 

Neyseeee!

Halep’te cami minarelerinden Zeyneb-i Kerbelalara tecavüz haykırışlarıyla, ana avrat düz gidiliyor el-an (Made-İn ABD kucağına oturan koalisyon ortaklığıyla) Suriye’nin ihanete uğramış evlatlarına! Ve sen gel daha daha önce, daha önce, sonra, daha sonra, daha daha sonra ve hala doğmamış çocuklara yurtdışı harçlı, Rus konsolosluğundan yeni çıkmış kızıl damgalı bir pasaport yollamaya devam et ve utanmadan bana da torunumun torunuma laf mı konduruyorsun yoksa laf mı koyduruyorsun kelime cambazlığına soyun... Üstüne pislik birde yetmezmiş gibi hüsn-ü mahalli şivesiyle: “Efendim biber gazımız yok ki, taramayalım da besleyelim mi? De!


Nede olsa zulmün hastasısınız dede...


Elbette,

Gel zaman git zaman zalimlerin yaptıklarını tarih değil Allah yazar! Yazar -kasa- mıdır, mezhep -perest- midir , sultan-yatar-mıdır, nedir? Hepsinin teek teek görülecek elbet bir hesabı var.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder