Jazz müziğini hiçbir zaman yalnız başına sevemedim. Ne zaman ki güzel bir filmle iç içe geçse bu kez de tadından yenilmez bir hal alıyor benim için. O filmlerden biri de Green Book. Yeşil Kitap ya da filmdeki ifadesiyle Yeşil Rehber. Son yıllarda kitaplardan beyaz perdeye aktarılan filmlerde artış olduğunun sizler de farkındasınız. Bunun yanında biyografi filmlerinin de aynı oranda artığı gözlerden kaçmıyor. Yeşil Rehber filmi de biyografi türüne sahip film kategorisine giriyor. Biyografik filmlerin sevdiğim film türleri arasında olduğunu söylemeyelim. Nedeni üzerinde açıkçası fazla düşünmedim. Ama galiba tarihte yer edinmiş kişileri araştırma, hayatlarını merak etme dürtülerinin beni o alana çektiğini söyleyebilirim. Bu yüzden de biyografik filmler iyi-kötü her zaman bana kendisini izlettirmeyi başarmıştır.
Yeşil Rehber filminin olay örgüsü 1960 Amerika'sında geçiyor. İtalyan kökenli bir beyaz Tony Lip ile ünlü piyano virtüozü ve aynı zamanda bir siyahi de olan Dr. Don Shirley'in yol arkadaşlığını anlatıyor. Bu yol arkadaşlığı çerçevesinde o döneme dair eleştiri, filmin asıl maksadını taşıyor. Tahmin ettiğiniz gibi siyahilerin yaşadığı sıkıntıları ve bilindik klişeleri işliyor. Ve bütün bunları sanatsal bir dille seyirciye aktarmayı da başarıyor. Bu sıkıntılardan biri de filme de adını vermiş olan Yeşil Rehber. Bir an ten renginizin siyah olduğunu tahayyül edin. Gözlerinizi kapatıp bir yerlere gitmek istediğinizi de varsayın. Hımm... Demek Amerikayı dolaşmak istiyorsunuz. İşte tam da burada: "Hey seni pislik! Bu seyahati vahşi batıda mı gerçekleştirmek istiyorsun? O zaman işini kolaylaştırmak için al sana bir yeşil rehber!" diyor film.
Tamlamadaki yeşile aldanmayın. Orada kullanılan sıfat tamamen işin tıraşlı tarafı... Aslında rehber, bir siyahi olarak sizin nerelerde konaklayabileceğinizi, nerede uyuyabileceğinizi, nerede yemek yiyebileceğinizi, ve hatta hangi tuvaletleri kullanabileceğinizi yazıyor! Ne kadar da büyük lütuf değil mi? Hey dostum... Gözlerini açabilirsin. Rüya değil, kabusa döndü seyahatin. Yeşil Rehber filminde Amerikan kabusu karamizah tarzıyla çok güzel işlenmiş. Bu nedenle 2019 Oscar Ödülüne de layık görülmüş. Ama durun bir dakika! Oscar Ödülüne layık görülmesi sadece Amerikan kabusunun çok güzel bir şekilde işlenmesi olabilir mi? Kafamda deli sorular! Şöyle biraz film üzerinde düşüneyim. Şeritler hafızamda yavaş yavaş ilerlesin. Kareler geçsin. Geçiyor, güzel. Tamam, tamam.. Hı hı.. Aha, yakaladım! İşte buradasın: "Tam Siyah değilim, tam beyaz değilim, tam erkek değilim. Peki neyim ben?" Ne kadar da naif ve zarif bir şeysin sen öyle... Sayın vicdan sahipleri sapıklığın trajedisine hoşgeldiniz! Madem öyle bu yaşam biçimini hoş görmelisiniz!
Son yılların Oscar törenlerinde ödülleri toplayan veya ödüle layık gösterilen filmlerin çoğunda eşcinsellik olması bir tesadüf mü? Hiç sanmıyorum! 2018 yılındaki The Shape of Water/Suyun Şekli filmi bunlardan biriydi mesela. Ki bu filmde eşcinselliği geçtim; insan dışı bir varlıkla kurulan ilişki biçimi akleden bir kalp için dehşet vericiydi. "Eh o zaman bir köpekle niye nikah kıymayasanız?!" sorusunun sorulmasının olağan hale getirilmesiydi. 2017 yılındaki Moonlight/Ay Işığı'da bir diğer ödül alan filmdi. Bu filmde de yine eşcinsellik vardı. Bu arada hatırlamışken; Yeşil Rehber filminin başrol oyuncularından Mahershala Ali, Ay Işığı filmindeki oyunculuğuyla da en iyi yardımcı oyuncu ödülünü almıştı. O günkü slogan da şuydu: "Oscar ödülünü alan ilk Müslüman oyuncu!" Bir eşçinsel filminde ödül alan ilk Müslüman oyuncu! Gözlerimiz yaşardı değil mi? Ödülden olmadığı belli!
Bitirirken... Yakın zamanda gösterime girecek olan "Frozen 2/Buzlar Ülkesi 2" filmi hakkında bir kaç cümle edeyim. Animasyon türündeki olan filmde de eşcinselliğin olduğu yönünde bilgi var. Öyle ki neredeyse bütün internet mecralarında "Buzlar Ülkesi 2'ye Dikkat" mottosuyla karşıma çıkıyor. Biraz araştırdım. Film hakkında yabancıların ne söylediğine de baktım. Tam net bir şey yok açıkçası. Yani yeniden bir sosyal medya yalanıyla başbaşa kalabiliriz. Ama kalmayadabiliriz. Dediğim gibi kesin bilgi yok. Kesin olan şey film hakkında bir spekülasyon oluşturdukları ve bunda da başarılı oldukları. Her zaman olduğu gibi. Nitekim bir kapitalist için reklamın iyisi kötüsü olmaz. Hem bu videoyu izleyen sen! İyiliği yaymaktan vazgeçtiğin sürece de onlar nasıl başarılı olmasınlar ki zaten?!
Tanıtımın Videosunu https://www.youtube.com/ahmetmarufdemir adresinden izleyebilirsiniz.
Tanıtımın Videosunu https://www.youtube.com/ahmetmarufdemir adresinden izleyebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder